26 Mart 2012 Pazartesi




Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz, bir çocuğun gözlerinin içine bakın! Çünkü bir çocuğun bir yetişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır:
1. Nedensiz yere mutlu olmak,
2. Her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak,
3. Elde etmek istediği şey için var gücüyle dayatmak...
Paulo Coelho

25 Mart 2012 Pazar

..ÖZGÜVENLİ ÇOCUKLAR YETİŞTİREBİLMEK İÇİN..



Şartsız Sevgi Göstermek:Anne babanın en önemli etkileme aracı, çocuklarıyla olan ilişkisidir. Çocuğa değer veren bir ilişki, doğal olarak onun özgüvenini artırır. Koşullu sevgi çocuklarda korkular, bağımlılıklar ve özgüven sorunları doğurur.
Çocuklarınızı yaptıkları şeyler yüzünden değil, kendileri oldukları için sevin. Kişi ve davranışı birbirinden farklıdır. Bir çocuğun kişiliğini onun davranışıyla karıştırmayın. Kıyaslamak reddetmektir.
‘Ben Dili’ Kullanmak:Kontrollerini kaybederek çocuklarını eleştiren anne baba, kontrolü çocuklara vermiş olur. Örneğin, 4 yaşındaki çocuğunuz oyuncağını yatmakta olan kardeşinin yatağına fırlattığı için sinirlisiniz. ""Sen kötü bir çocuksun!"" ya da ""Yapma!"" yerine, ""Sen oyuncaklarını attığında kendimi sinirli hissediyorum. Ona gerçekten zarar verebilirdin"" diyebilirsiniz. Buradaki mesaj, duygularınızın onun çocuk dünyasına değil onun belirli davranışlarına yönelik olduğudur.
Dinlemeyi Öğrenmek :Çocukların duyguları, gözlemleri ve algıladıkları dinlenmeye değerdir. Dinlemek, çocukların öz saygılarını artırmaktadır. Aktif dinlemeyle aileler, olayları daha çok çocuğun gözünden görmeye başlamakta ve böylece çocuk da duygularına önem verildiğini anlamaktadır. Size bir şeyler söylemek istediğinde, gerçekten ona zaman ayıramayacaksanız uygun olmadığınızı ve ne zaman uygun olacağınızı söyleyin. Çocuklarınızla aranızdaki ilişkide sahici ve içten olun.
Çocuğun Duygularını Ciddiye Almak:
Çocuğunuzun korkularını ve negatif duygularını onu reddetmektense ciddiye alın. Onları yenmesine ve kendi çözümünü bulmasına izin verin. Örneğin; korktuğunda, çocuğun korkularını görmezlikten gelmek yerine ciddiye almalı sabırla dinlemeli ve bunun normal bir duygu olduğunu açıklamalısınız.
Değerlendirecek Günlük Bir Şeyler Bulmak:Çocuklar kötü bir şey yaptıklarında ilgi çekmek, iyi bir davranışta bulunduklarında da onaylanmak isterler. Yaptıkları her gün yapılan sıradan bir şey bile olsa, değerini artıran yaptıklarının onaylanmasıdır. Bu yaşlarda ""Ayakkabılarını tek başına giydin"", ""Taşırmadan resmin içini boyadın"" gibi değerlendirmeler, çocukların özgüvenlerinin gelişmesi adına gözden kaçırılmaması gereken davranışlardandır.
Çocukla Yalnız Vakit Geçirmek:Bir çok ebeveyn için zaman çok sınırlıdır. Bununla beraber uzmanlar her bir çocukla yalnız zaman geçirmenin çok önemli olduğunu belirtmektedirler. Bir pazar sabahı dışarıda kahvaltı edilebilir veya yemekten sonra parkta küçük bir yürüyüş yapılabilir. Zaman zaman onun seviyesine inip onun kuralları ve oyuncaklarıyla oynamak da yararlı olacaktır. Kardeşini kıskanan ve yeni doğan bebekten dolayı geri planda kalan çocuğunuzla yalnız zaman harcamak için çaba göstermelisiniz.
Çocuğun Bazı Şeyleri Kendisinin Yapmasına İzin Vermek:Ebeveynler genellikle çocuklarının yapmakta zorlandığı işleri üzerlerine alarak onlara yardımcı olduklarını düşünürler. Bu yardım, "Sen bunu yapamazsın’’, ‘’Sen yeterince iyi değilsin" mesajlarını verebilir ki bu da çocuğun kendine olan saygısını azaltır. Çocuklara, problemlerini çözmek ve kendi yeteneklerini keşfetmek için fırsatlar da verilmelidir. Yardım istediklerinde, ilk olarak, o işin üstesinden gelebileceklerine onları inandırarak cesaretlendirmek gerekir. Örneğin, "Hadi bakalım, şu elbiseni kendin düğmeleyebilecek misin?" denilebilir. Ya da tabakları masaya götürmesi istenebilir. Önemli olan performans değil, çaba göstermektir.
Çocuğun Özel Eşyalarına Saygı Göstermek:Anne-babalar, sıklıkla çocuklarına verdikleri oyuncakların ve kitapların kontrolünü elde tutarlar. Örneğin; bir eşyasının atılmasına, çocuktan çok ebeveynler karar verir. Çocuğunuzun o oyuncakla oynama çağının geçtiğini düşündüğünüz halde, çocuğun ona hala ve belki de yıllarca ihtiyacı olabilir.
Çocuğun Düşüncelerine Saygı Göstermek: Çocuğunuzun herhangi bir konuda düşüncesini sormanız, onun duygularının, gözlemlerinin ve algılayışının değerli olduğunu düşünmesini sağlayacaktır. Örneğin, yemeğe giderken ne giyeceğinizi ya da öğle yemeğinde ne yapabileceğinizi ona sorabilirsiniz. Her zaman çocuğunuzla aynı görüşte olmayabilirsiniz. Ama ona neden onun görüşünden farklı bir karara vardığınızın sebeplerini açıklarsanız, düşüncelerinin tamamen faydasız olmadığını anlayabilecektir.
Çocuğun Başarılarını Görmek: Ne kadar küçük olursa olsun her başarısı kabul edilmeli ve ona başarılı olacağı şeyler bulunmalıdır. Mutlaka, çocuğunuzun iyi yaptığı bir şeyler vardır. Onu keşfedip, sık sık başarısının altını çizin.
Çocuğun Tercihlerine Saygı Göstermek: Çocuğun kendine olan saygısını artırmanın bir yolu da, onun tercihlerini ve duygularını kabul etmektir. Ebeveynler, çocukları için eğlenceli veya yararlı olan etkinlikleri önerebilirler. Fakat onu ön yargılı davranmaya zorlarlarsa, çocuk kendisinin yeterince iyi olmadığı mesajını alacaktır.
Sevgiyi Fiziksel Olarak İfade Etmek: Ebeveynleri tarafından kucaklanma ve okşanma çocuklarda kendine saygının gelişmesine yardım etmektedir. Çocuklar sözel olmayan davranışlara karşı çok duyarlıdırlar. Çocuklara ""seni seviyorum"" demekten çok sevgi, davranışlarla onları okşayarak belli edilmelidir.
Çocukla Göz Seviyesinde Konuşmak: Çocuklarla konuşurken, daima onlardan yüksekte olmamaya dikkat edilmelidir. Bu onun sadece kendini küçük hissetmesini sağlamakla kalmayacak aynı zamanda ebeveyn ve çocuk arasında büyük bir mesafe olduğuna inanmasına da yol açacaktır. Her zaman onunla konuşurken, yanına çömelerek ya da oturarak ya da onu sizin seviyenize çıkararak, göz kontağı kurularak konuşulmalıdır. Bu daha yakın bir iletişimi sağlayacaktır.
Çelişkili Mesajlar Vermekten Sakınmak: Çelişkili mesajlar, ebeveynlerin sözleriyle başka davranışlarıyla başka bir şeyi ifade ettiğinde ortaya çıkar. Öncelikle çocuğa karşı dürüst olunmalıdır. Gerçekten kızgın olduğunuzda, kızgın olmadığınızı söylememelisiniz. Fikir birlikteliklerinizi ifade etmeli ve verdiğiniz sözleri tutmalısınız.
Duygularınızı Çocukla Paylaşmak:Ebeveynler, çocuklarıyla incinebilecekleri duygularını bile paylaştıklarında, onları kendi deneyimlerini ve duygularını kabul etmeye cesaretlendirmiş olacaklardır.
Çocuklar, anne ve babalarının anılarını, eğlendikleri ve korktukları anları, nasıl karşılaştıklarını, çocukları olmasının nasıl bir şey olduğunu hikaye şekline getirdiklerinde anne ve babalarını daha yakından tanıyacaklardır.
Her Çocuğun Tek Olduğu Üzerine Odaklanmak:Çocuklar hakkında özel şeyleri ebeveynler keşfetmeli ve onlara söylemelidir. Çocuklarda kendine saygıyı geliştirmenin iki önemli parçası vardır; sevgiyi ve yeteneğini hissettirme.

KAYNAK:www.milliyet.com.tr

11 Mart 2012 Pazar



Sevgili Anneciğim, Babacığım;

Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim:
Sürekli bir büyüme ve gelişme içindeyim.Sizin çocuğunuz olsamda sizden ayrı bir kişilik geliştiriyurum.Beni tanımaya ve anlamaya çalışın.

Deneme ile öğrenirim.Bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz.Oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşlarımda özgürlük tanıyın.Beni her yerde, her zaman koruyup kollamayın.Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim.Bırakın kendi işimi kendim göreyim.Büyüdüğümü başka nasıl anlarım?

Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum.Bunu önemsemeyin.Ama siz beni şımartmayın.Hep çocuk olmak isterim sonra.Her istediğimi elde ediceğimi biliyorum.Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum.Bana yerli yersiz sözde vermeyin, sözünüzü tutamayınca sizlere güvenim azalıyor.

Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin.Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın.Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem.Ancak hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum.Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hemde bundan yararlanmadan edemiyorum.

Öğütlerinizden çok, davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın.Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz, bunları çabuk unuturum.Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.

Çok konuşup çok bağırmayın, yüksek sesle söylenenleri pek duymam.Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır.''ben senin yaşında iken...'' diye başlayan sözleri hep kulak ardına atarım.Küçük yanılgılarımı suçmuş gibi başıma kakmayın, bana yanılma payı bırakın.Beni korkutup sindirerek, suçluluk duygusu aşılayarak uslandırmaya çalışmayın.Yaramazlıklarım için beni kötü çocukmuşum gibi yargılamayın.

Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin, ceza vermeden önce beni dinleyin.Suçumu aşmadığım sürece cezama katlanabilirim.Beni dinleyin.Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır.Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın, ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin.Bana güvendiğinizi belli edin, beni destekleyin; hiç değise çabamı övün.Beni başkalarıyla karşılaştırmayın, umutsuzluğa kapılırım.

Bende yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin.Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın, bana süre tanıyın.Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin.Beni köşeye sıkıştırmayın, yalana sığınmak zorunda kalırım.Sizi çok bunaltsam bile soğukkanlılığınızı yitirmeyin.Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın.Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın.Unutmayın ki bende sizi yabancıların önünde güç duruma düşürebilirim.

Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin, özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz, tersine beni size daha çok yaklaştırır.Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi ve daha değerli görüyorum.Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çalışmayın, yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur.

Biliyorum ara sıra sizi üzüyor, belkide düş kırıklığına uğratıyorum.Bana verdikleriniz yanında benden istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum.Yukarıda sıraladığım istekler size çok geldiyse bir çoğundan vazgeçebilirim; yeter ki beni ben olarak seviceğinize olan inancım sarsılmasın.Benden''örnek çocuk'' olmamı istemezseniz, bende sizden kusursuz ana-baba olmanızı beklemem, sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeter.

Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi.Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim.
Sevgiler
Çocuğunuz.

Kaynakça: www.okuloncesiforum.com/


4 Mart 2012 Pazar

Okul Öncesi Eğitim

Okul öncesi eğitim neden gereklidir
* Çocukta zeka gelişiminin %70 lik kısmı 7 yaşına kadar tamamlanır ve öğrenme becerisi bu yaşta gelişir.
* Çocuğun grup içine katılması, sağlıklı ilişkiler kurması, kültürel değerlerine sahip çıkması, sosyalleşmesi gibi olgular bu yaşta gelişir.
* Bu dönemdeki sapma ve olumsuzluklar çocuğun bütün yaşamını olumsuz yönde etkiler.
* Farklı kültür ortamlarından ve ailelerden gelen çocuklar ortak bir yetişme ortamına okul öncesi eğitim kurumlarında ulaşır. Çocuk kendine güven duygusunu bu kurumlarda kazanmaya başlar.
* Dilini doğru, yanlışsız ve güzel konuşma özelliğini bu yaşta öğrenir. Toplumu, çevreyi, evreni ve insan davranışlarını tanımaya başlar.
* Nesneleri, eşya ve varlıkları, temel bir takım becerileri, davranışları, olumlulukları ve olumsuzlukları öğrenmeye başlama yaşı 4-6 yaşları arasındadır.
* Aile içi desteğin tek başına yetmediği, çocuğun kendi yaşıtlarıyla birlikte olabileceği, bedensel ve zihinsel gelişmelerini sağlıklı biçimde sürdürebilecekleri bir ortam olduğu için okul öncesi eğitim zorunlu ve gereklidir.

Türkiye genelinde ortalama okul öncesi okullaşma oranı %15 tir. Bu son derece çarpıcı bir orandır. Diğer Ülkelerle karşılaştırıldığı zaman durum daha net olarak anlaşılmaktadır. Avrupadaki bir çok ülkede bu oran %100’dür.

Okulöncesi eğitiminin desteklenmesinde sonuç olarak şunları söyleyebiliriz: Aile ve eğitimci işbirliği ile gerçekleşen okulöncesi eğitim; çocuğun daha yaratıcı, ileriyi görebilen, yeni ürünler yaratabilen ve çevresini kendi amaçları için yönlendirebilen özerk bir birey olarak yetişmesine katkı sağlayacaktır

Sonuç olarak;

Okul öncesi eğitim önemli ve her çocuk için gereklidir!



http://www.cocukgelisimi.gen.tr/