25 Nisan 2012 Çarşamba

BEN "ÇOCUĞUM"


Bütün dünya benim gelişimi bekler
Bütün dünya büyük bir ilgiyle benim ne olacağımı görmek ister
Medeniyetler dengesini benimle kurar
Ben ne isem geleceğin dünyası öyle olacaktır.
Ben "Çocuğum"
Hiçbir şey bilmediğim dünyanıza gelmiş bulunuyorum.
Neden geldiğimi bilmiyorum;
Nasıl geldiğimi bilmiyorum.
Meraklıyım ilgiliyim.
Ben "Çocuğum"
Benim geleceğim sizin elinizde.
Benim başarım/başarısızlığım büyük ölçüde size bağlı
Mutluluk verecek şeyleri bana vereceğinizi umuyorum.
Dünyaya yararlı olabilecek şekilde beni eğitmeniz için yalvarıyorum.

Mamie Gede Cole "Child's Appeal"
Çeviren : M. SEVINÇ

20 Nisan 2012 Cuma

ÇOCUKLARA OKUMA ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMANIN YOLLARI


    Kitabın, çocuklarda zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimi büyük ölçüde etkilediği, bu sebeple çocuklarda “kitap okuma sevgisi”ni oluşturmanın çok önemli olduğu belirtildi. Fatih Ruh Sağlığı... Merkezi psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Sefa Saygılı, çocuklarda kitap okuma arzusunun, onlara kitap alarak, okuyarak, ve masal anlatarak uyandırılabileceğini söyledi. Saygılı okuyanların okumayanlara oranla daha başarılı olduklarını ve okumanın öneminin hayat boyu sürdüğünü kaydetti.

    Okuma arzusunun sözle, nasihatle mümkün olmadığını; bunun, çocuğun içinde bulunduğu ortamdan özümlediği bir alışkanlık olduğunu ifade eden Doç. Saygılı şöyle devam etti: “Aile çevresinde kitaba ve okumaya yönelik olumlu ve teşvik edici tutumlar çocuğu kitap okumaya yönlendirecektir. Kitap sevgisi çocuk okula başlamadan önce başlar. Hatta bu eğitim 2 yaşından itibaren başlatılabilir. Çocuğun gelişme ve ilgisine uygun, dayanıklı kitaplar alınır ve çocukla beraber okunursa, onun küçük yaştan itibaren bu alışkanlığı edinmesi sağlanır.” Çocuğa kitap okurken sakin bir ortam seçilmesi gerektiğini ifade eden Doç. Saygılı, “Çocuğu yanınıza ya da kucağınıza alın. Okurken onun da kitabın sayfalarını çevirmesine imkan tanınmalı. Okuma sırasında soru soran çocuğa okumayı keserek gereken cevap verilmeli ve daha sonra okumaya dönülmeli” şeklinde konuştu.

    Çocukların sevdikleri kişilerin değer verdiği şeylere heves ettiklerini ve onlar gibi olmayı istediklerini belirten Doç. Dr. Sefa Saygılı şunları söyledi: “Sevdiklerinin kendisiyle oturup, zevkle ve acele etmeden kitap okuduğunu gören çocuk, bu ilgiden hoşlanır; bazen, tekrar tekrar aynı kitabı okumak, aynı masalı tekrar dinlemek ister, yetişkin yanlış yapar. Eksik bir şey söyler veya okursa, çocuk yapılan yanlışı hemen düzeltir.
Kitaba ve beraber okumaya alıştırılan çocuklar, kısa zamanda kitapları da dost bilirler, onları beraberlerinde taşır, yataklarına bile götürürler.”

    Dikkat edilecek konular:    Doç. Saygılı, çocuklar için seçilecek kitaplar konusunda ise şu noktalara dikkat çekti:
• İri harflerle, renkli, sade resimle bezenmiş çocuk kitapları çocuğu harflerin şekillerine alıştırır, onları tanıma söyleme isteği uyandırır, düzgün cümle duymaya ve kullanmaya yöneltir.

• 3-6 yaş çocuğu için kitap seçerken, bunların çocukların ilgisini çekecek nitelikte olmasına dikkat etmelidir.
 
• 6 yaş çocuğu yatağa yattıktan sonra yarım saat kendisine kitap okunmasını veya kitaplara bakma fırsatı vermesini ister. • Kitabın resimleri sade ve gerçeğe yakın renk ve çizgilerle bezenmiş olmalı; büyükçe ve kalın harflerle yazılmalı; resmi bol, yazısı az ve kalın kağıda basılmış olmalıdır.

• Hikaye ve masalların konusu günlük yaşantı ve ilginç olaylardan seçilmeli; kısa ve anlamlı olmalı; anlatım şekli canlı fakat aşırı dramatik ve korkutuculuktan uzak tutulmalıdır.

KAYNAKÇA: https://www.facebook.com/#!/okuloncesirehberlik

Çocuk ve Rol Modelleri

 
Çocuk öncelikle 1-6 yaşları arasında çevresinde en çok gördüğü, en saygın yere sahip olarak algıladığı, ihtiyaçlarını karşılayan kişiler olan anne ve babasını model alır ve onlar gibi davranmaya çalışır. Normal gelişim sürecinde algılanan rol benzerliği olarak erkek çocuk babayı kız çocuğu da anneyi model alır. 3-4 yaşlarında erkek çocuk babası gibi yürümeye, oturup kalkmaya, konuşmaya çalışır; kız çocuğu da anne gibi hareket eder, temizlik yapar, ev eşyalarını siler, her ikisi de anne babalarının kendileriyle kurduğu iletişim şeklini oyuncaklarıyla kurarlar. Konuşma tarzları, duyguların dışa vurum şekli, tepkiler ve tutumlar çocuklar tarafından taklit edilir. Bu nedenle anne babalar çocuklarında görmek istedikleri özelliklere önce kendileri sahip olmalıdırlar.
Prof. Dr. Hüseyin Peker


KAYNAKÇA: https://www.facebook.com/#!/okuloncesirehberlik

15 Nisan 2012 Pazar

ÇOCUK ve SORUMLULUK

                                                           
 
                                                            ÇOCUK ve SORUMLULUK 

     Her çocuk kendi sorumluluğunu üstlenmeli ve elinden geleni yapacak şekilde yerine getirmelidir. Ailelere düşen ise yaşa uygun sorumluluklar vermektir. Örneğin;

• Çocuk 2 yaşından itibaren yemeğini ailesi ile birlikte masada oturarak yiyebilir

• Dişlerini fırçalayabilir

• Sunulan seçenekler arasından elbiselerini seçebilir

• 3 yaşından itibaren kendi isteklerini başkalarına ifade edebilir (Bir ziyarette su isteğini ev sahibine söylemek gibi)

• Okul öncesi dönemde kendisi giyinebilir, elbiselerini çıkartabilir, oyuncaklarını toplayabilir
 
• Okul döneminde ise ödevlerini kendi başına yapabilir

                ÇOCUKTAN HEMEN SORUMLULUĞUNU YAPMASI BEKLEMEK HATA 
     Ailenin sorumlulukların gerekliliğini çocuklarına anlatması ve sorumluluklarını yerine getirmede rehber olması önemlidir. Pek çok aile, sorumluluklar konusunda çocukları ile çatışır. Sorumlulukları verip hemen yerine getirmesini, bir rutine oturtmasını beklemek yapılan en büyük hatadır.

     Çocuk, rehberliğe ihtiyaç duyduğu ve ailenin rehber olmayı gözden kaçırdığı için aile ile çocuk arasında iletişim problemleri doğmaya başlar, mesafeler açılır. Çatışma ortamı öncelikle ödül ve ceza gibi görünen, rüşveti ve tehdidi getirir: “Bak yatağını toplarsan sana çikolata veririm”, “Oyuncaklarını toplamadığın için bilgisayarı açamazsın.”
                               AİLELER, REKABETİ DEĞİL REHBERLİĞİ SEÇMELİ
    Çocuk rehberlik edilmediğinden sorumluluğunu yerine getiremez ve aileler genellikle çocuğun, sorumsuz veya inatçı olduğunu düşünür. Bu durum aile ile çocuk arasında bir rekabete dönüşür ve problem davranışlar ile birlikte karşılıklı fiziksel şiddete kadar varır. Fiziksel şiddet kimi zaman aile tarafından çocuğa uygulandığı gibi çocuk tarafından kendine, bir eşyaya veya aileye uygulanır. Bu gibi içinden çıkması zor olaylara varmadan aile neler yapabilir?

• En önemli nokta çocuğun rehberliğe ihtiyaç duyan, öğrenmekte ve olgunlaşmakta olan bir birey olduğunu unutmamaktır.

• Sorumluluklar yavaş yavaş, kolaydan başlayarak verilmelidir. Çocuk bir işi nasıl yapacağını bilmezken, ona birden fazlası yüklenmemelidir. Birden fazla şeyi kendisine ve ailesine yakışır şekilde yapmasını beklemek ona sadece başarısızlık duygusunu yaşatır ve ailesinin beklentisini karşılayamayacağı yönünde kaygı yaratır.

• Verilen sorumluluk derecelendirilmelidir. Çocuk denemeye başladığında, yapabildiği kadarı için övülmelidir. Daha iyisini yapması konusunda onu desteklemek gerekir. Yapamadığı zamanlarda, yapamayışının nedenlerini birlikte araştırmak ve önlemler almak ebeveynlerin görevidir.

• Çocuk asla başkaları ile kıyaslanmamalıdır. Her zaman kendini geçmesi yönünde yüreklendirilmelidir.

• Ebeveynler çocuğun büyüdüğünü ve kendi kararları olacağını kabul etmeli fakat geleceği için doğru kararları verecek olgunlukta olmadığından rehberliklerini sürdürmelidirler.

Pedagog Elif İpek
Hürriyet Aile
 

8 Nisan 2012 Pazar

ÇOCUK VE OYUN ÜZERİNE..

Önce Çocuğun Duyu Organları Eğitilmelidir. Bu da Ancak Oyunla Olur.
J.J Rousseau

Çocuk Oyunları Hayatın Bir Çekirdeğidir. Bütün İnsanlar orada Gelişir,
Büyür ve Oluşur. İnsanın En Güzel ve En Olumlu Yetenekleri Orada Yükselir.
Frobel

Oyun Çocuğun Dünyasını Yansıtan En Önemli Araçtır.
Palanks

Güzel Sanatın Başlangıcı Oyundur.
Chiller

Oyun Çocukta Harcanmamış; Birikmiş Bir Enerji Tüketimidir.
Spencer